Giriş ve amaç: Radyoterapiye bağlı kronik dönem hemorajik rektosigmoiditli 4 olgunun topikal formalin infüzyon tedavisi sonuçlarını irdelemek. Gereç ve yöntem: Pelvik radyoterapi sonrası rektal kanama gelişen 4 olgu çalışmaya alındı. Rektosigmoidoskopide lezyonları splenik fleksurayı aşanlar ile fistül veya striktür saptananlar çalışma dışında bı- rakıldı. Hastalık aktivitesi endoskopik olarak hafif, orta ve ağır şeklinde belirlendi. Olgulara aynı seansta, % 4’lük formaldehid 20 cc ile toplam 4 kez, mukozal temas süresi 15 dakika olacak şekilde rektal lavman yapı ldı. Klinik takibin yanı sıra 4. hafta ve 6. ayda rektosigmoidoskopik kontroller yapıldı. 4. haftada yeterli yanıt alınamamış ise aynı işlem tekrarlandı. Bulgular: Olguların tümünde dışkı düzeninde bozulma ve rektal kanama mevcuttu. Rektosigmoidoskopik olarak ağır aktiviteli (skor 11-14) radyasyon rektosigmoiditi gözlendi. Topikal formalin infüzyonu sonrası erken dönemde hiçbir vakada komplikasyon gelişmedi. Dördüncü haftada semptomlarda ve kan tablosunda belirgin düzelme gözlenirken, endoskopik değerlendirmede lezyonlarda gerileme olmayan 3 olguya işlem tekrarlandı. Bir olguda 2. dozdan 1 ay sonra rektovaginal fistül geliştiği için cerrahi rekonstrüksiyon uygulanırken diğer 3 olgunun 6. ay rektosigmoidoskopi kontrollerinde belirgin düzelme saptandı. Bir olgu prostat Ca’nın metastatik etkisi ile 9. ayda kaybedildi. Diğer 2 olgunun 16 aylık takibinde kan transfüzyonu ihtiyacı olmadığı ve yakınmalarının büyük oranda gerilediği gözlendi. Sonuç: Pelvik radyoterapiye bağlı gelişen hemorajik rektosigmoiditin tedavisinde % 4 lük lokal formalin tedavisi ucuz, etkin, kolay ve komplikasyon oranı düşük bir seçenek olabilir.
Background and aim: In this study, the results of topical formalin infusion therapy on four cases with hemorrhagic rectosigmiditis caused by pelvic radiation therapy were evoluated. Material and methods: Four cases with rectal bleeding commencing after radiotherapy were included in the study. Cases with fistulas and strictures or with lesions proximal to the splenic flexura had been excluded. Disease activity was determined clinically and endoscopically as mild, moderate and severe. A rectal enema consisting of 20 ml. of 4 % formalin was administered in the colonic lumen with a contact duration of 15 minutes, and this was repeated four times in one session. Rectosigmoidoscopic follow up was undertaken along with clinical examination during the fourth week and sixth month, if there was no significant improvement at the fourth week, the procedure was repeated. Results: All cases had changed bowel movements and rectal hemorrhage. Radiation sigmoiditis with severe activity (score 11-14) was seen in all cases. There were no complications initialy after formalin infusion. Definite improvement in symptoms and in blood counts at the fourth week was observed. The same procedure was repeated for three patients because no regression was seen. While surgical reconstruction was performed on a patient who had rectovaginal fistulas which developed one month later on second dose of formalin therapy, there was a definite improvement in lesions at the six month rectosigmoidoscopic follow-up of the other three patients. One patient died due to metastasis of prostate cancer at the ninth months. There was neither blood transfusion requirement nor any clinical complaint in the other two cases during sixteen months of follow-up. Conclusion: Local formalin therapy may be a cheap, effective and convenient alternative method which has a low complication rate in hemorrhagic rectosigmoiditis caused by pelvic radiotherapy.