Portal hipertansiyonlu hastalarda üst gastrointestinal sistemde bulunabilecek portal hipertansiyonla ilişkili lezyonların sıklığını saptamak ve bu lezyonların portal hipertansiyon etyolojisi, kanama öyküsü, Child-Pugh sınıfı ve endoskopik tedaviyle ilişkisini araştırmak amaçlarıyla bu prospektif çalışma planlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza ortalama yaşları 47.8±15.3 olan 45’i kadın toplam 128 hasta alındı. Hastalarda, 1) özofagusdan duodenum ikinci kıtasına dek varis olup olmadığı, 2) peptik hastalık varlığı ve 3) portal hipertansif gastropati ile portal hipertansif duodenopati varlığı araştırıldı. Bulgular: Hastalar 4 gruba ayrılarak değerlendirildi. Grup-I kanama geçirmemiş olanlar (41 hasta), Grup-II kanama geçirmiş olup tedavi yapılmamış olanlar (15 hasta), Grup-III tedavi programında olup özofagus varisleri eradike edilmemiş olanlar (41 hasta), Grup-IV özofagus varisleri eradike edilmiş olanlar (31 hasta). Eradikasyon sağlanmış olan Grup-IV’deki hastaların hiçbirinde özofagus varisi bulunmazken, diğer üç gruptaki hastaların hepsinde vardı (p<0.05). Fundus ve korpus varisleri Grup-I’de diğer 3 gruptan daha seyrekken, kardia varisi Grup-I ve Grup-IV’de diğer 2 gruptan daha seyrekti (p<0.05). Hastaların %83’ünde portal hipertansif gastropati, %26’sında portal hipertansif duodenopati ve %37.5’inde peptik hastalık saptandı. İdiyopatik portal hipertansiyon ve portal ven trombozu olan hastalarda kardia ve fundus varisi bulunma oranı diğer hasta gruplarından daha fazlaydı (p<0.05). Sonuç: Kanama öyküsü olan, endoskopik tedavi yapılan ve etyolojide idiopatik portal hipertansiyon veya portal ven trombozu bulunan hastalarda portal hipertansiyona ikincil gelişen lezyonlara daha sık rastlanmaktadır.
: This prospective study was planned to detect the frequency of portal hypertension-related upper gastrointestinal lesions and the relationship between these lesions and the etiology of portal hypertension, bleeding history, Child-Pugh class, and endoscopic variceal treatment. Materials and Methods: A total of 128 patients (45 female) with a mean age of 47.8±15.3 years were included in the study. In these patients, 1) the presence of varices from the esophagus up to the second portion of the duodenum, 2) the presence of peptic disease and 3) the presence of portal hypertensive gastropathy and duodenopathy were investigated. Results: The patients were divided into 4 groups as follows: Group I, patients without bleeding (41 patients); Group II, patients with bleeding but no endoscopic treatment (15 patients); Group III, patients with endoscopic variceal treatment without eradication (41 patients); and Group IV, patients with esophageal variceal eradication (31 patients). While there were no esophageal varices in Group IV, the other 3 groups all had esophageal varices (p<0.05). While fundus and corpus varices were seen less frequently in Group I according to the other 3 groups, cardia varices were found less commonly in Groups I and IV when compared to the other 2 groups (p<0.05). In the whole study group, portal hypertensive gastropathy was detected in 83%, portal hypertensive duodenopathy in 26% and peptic disease in 37.5%. In patients with idiopathic portal hypertension or portal vein thrombosis, the presence of fundus and cardia varices was found more frequent compared to other etiologies of portal hypertension (p<0.05). Conclusions: Upper gastrointestinal lesions related with portal hypertension were seen more frequently in patients with bleeding and/or endoscopic variceal treatment history and in those with idiopathic portal hypertension or portal vein thrombosis.