Pnömatozis sistoides intestinalis (PSİ), barsak duvarında submukozal ve/veya subserozal hava kistlerinin bulunması ile karakterize, nadir görülen bir hastalıktır. 56 yaşında erkek hasta, yaklaşık bir yıldır ataklar halinde şiddetlenen karın ağrısı, bulantı ve kusma şikayetleri ile kliniğimize başvurdu. Fizik muayenenede peritoneal iritasyon bulguları mevcuttu. Direkt karın grafisinde, sağ diafragma altında serbest hava mevcuttu. Hasta acil şartlarda ameliyata alındı. Yapılan incelemede; ileoçekal valvin 10 cm proksimalinde başlayıp 170 cm’lik ince barsak segmentinin serozal yüzeyini kaplayan ve en büyüğü yaklaşık olarak 3 cm çapa ulaşan çok sayıda hava kesecikleri, sağ diyafragma paryetal periton kısmında da multipl sayıda hava kesecikleri olduğu görüldü. Piloroplasti hattı üzerinde 0,5 cm boyutunda kapalı perforasyon alanı olduğu görüldü ve primer olarak onarıldı. Postoperatif dönemde hastaya kronik obstruktif akciğer hastalığı (KOAH) tanısı konularak buna yönelik tedavi ve rehabilitasyon uygulandı. Sonuç olarak, acil girişim gerektiren sekonder pnömatozis sistoides intestinalisli vakalarda postoperatif dönemde neden araştırılmalı ve buna yönelik tedavi yapılmalıdır.
Pneumatosis cystoides intestinalis is a rarely seen disorder, characterized by multiple subserosal and/or submucosal gas-filled cysts in the bowel wall. A 56-year-old man with symptoms of attacks of nausea, vomiting, abdominal pain and distension for nearly one year was admitted to our department. In the physical examination, peritoneal irritation findings were present. Direct radiography demonstrated free intraperitoneal air under the right diaphragm. An emergency laparotomy was performed with the diagnosis of acute abdomen. During laparotomy, multiple gas bubbles were observed in the subserosa of the 170 cm ileal segment starting 10 cm proximal from the ileocecal valve, with the biggest cyst reaching 3 cm in diameter. Multiple gas bubbles were detected in the parietal peritoneum of the diaphragm’s right section. A perforation closed-hole with a diameter of 5 mm in the center of the pyloroplasty line was noticed and repaired primarily. Postoperatively, chronic obstructive pulmonary disease (COPD) was diagnosed and appropriate treatment and rehabilitation were applied. In conclusion, the reasons for secondary PCI cases, which require urgent operation, should be investigated carefully and the treatment should be done accordingly.